2 Haziran 2014 Pazartesi
Açsam Rüzgara
Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş
Mavilerde sefer etmek!
Bir sahilden çözülüp gitmek
Düşünceler gibi başıboş.
Açsam rüzgara yelkenimi;
Dolaşsam ben de deniz deniz
Ve bir sabah vakti, kimsesiz
Bir limanda bulsam kendimi.
Bir limanda, büyük ve beyaz...
Mercan adalarda bir liman..
Beyaz bulutların ardından
Gelse altın ışıklı bir yaz.
Doldursa içimi orada
Baygın kokusu iğdelerin.
Bilmese tadını kederin
Bu her alemden uzak ada.
Konsa rüya dolu köşkümün
Çiçekli dalına serçeler.
Renklerle çözülse geceler,
Nar bahçelerinde geçse gün.
Her gün aheste mavnaların
Görsem açıktan geçişini
Ve her akşam dizilişini
Ufukta mermer adaların.
Ne hoş. ey Tanrım, ne hoş,
İller, göller, kıtalar aşmak.
Ne hoş deniz deniz dolaşmak
Düşünceler gibi başıboş.
Versem kendimi bütün bütün
Bir yelkenli olup engine;
Kansam bir an güzelliğine
Kuşlar gibi serseri ömrün.
Hayallerim Gerçek Oluyor
Hayatım boyunca beklediğim günler sonunda geldi: Mezuniyet günleri... 17 yıllık okul hayatımın, öğrenciliğimin sonu... Bu sefer rol değiştiriyorum. Artık bir ÖĞRETMENim ben. Her ne kadar atanamama ihtimalim olsa da olsun. Oysaki daha okula başladığım ilk günü hatırlıyorum da o an demiştim ''Ben öğretmen olacağım.'' diye. Ve evet sonunda ben bir öğretmen oluyorum. Acısıyla tatlısıyla geçen koca bir 17 yıl... Hayatımın 2/3'si eder. Nereden nereye... Kim bilir seneye bu zamanlarda nerede ve kimlerle olurum. Her şeyin hayırlısı diyelim...
Kaydol:
Yorumlar (Atom)